İLKELERİMİZ
Sanat; hayatın her alanında vardır. Doğada her varlığın sanatsal estetik değeri bulunur. Albrecht Dürer’in de 1528’de yazdığı kitapta; “Sanat doğada saklıdır. Onu bulup çıkarmak sanatkarın görevidir.” denilmektedir. Sanatsal bakış açısı; web sitesi tasarımının da en önemli unsuru olmalıdır. Mükemmel tasarlanmış bir web sitesi; ruhu dinlendiren bir sanat eseri, etkileyici, çekici, akılda kalıcı ve benzersiz olmalıdır. Sanatsal öğelerle bezenerek tasarlanmış bir web sayfası potansiyel müşterilerinizin ilgisini çekmesine ve markanızı unutulmaz kılınmasına yardımcı olur.
Doğru renklerin, şekillerin, temel tasar öğelerinin amacına uygun olarak kullanıldığı bir web sitesi görsel estetiği artırır ve kişiliğinizi yansıtan bir marka oluşturur. Doğru işlevde, kolay anlaşılır biçimde tasarlanmış bir web sitesi sanat eseri olduğu takdirde müşterileriniz ve sizler için tatmin edici olacaktır.
İşlevsel, sanatsal öğelerin kullanıldığı, sade bir sanat eseri olarak dengeli tasarlanmış bir web sitesi müşterilerinizin sitenizde kolayca gezinmelerine ve istedikleri bilgiye hızlıca erişmelerine yardımcı olur. Web sitenizin profesyonel bir görünüme sahip olması önemlidir.
Yıllarını sanata adamış, temel tasar öğe ve ilkeleri ile sektöre ve müşterilerine sanatsal fikirler veren firmamız faaliyetlerine büyük bir özveri ile devam etmektedir. Tüm projelerimizi doğru analiz ederek; ziyaretçi profilinize uygun kusursuz ve hızlı bir deneyim yaşatmak için planlar, markanızı geleceğe taşımak için çalışıyoruz.
TEMEL TASAR ÖĞELERİ
Her şey kendisini meydana getiren öğelerin birleşmesiyle meydan gelir. Tasar da bir çok öğe ve ilkenin bir arada kullanılması ile meydana gelir.
ÇİZGİ
Düz Çizgi / Kırık Çizgi / Eğri Çizgi
Çizgi için belirli bir uzunluk ve belirli bir genişlik kabul etmek, onu sınırlamak mümkğn değildir. Genişliği ve uzunluğu ne olursa olsun, eğerbir şey çizgi etkisi yapıyor, çizgisel özellik gösterebiliyorsa; o şey, o tasar içinde bir ÇİZGİ rolü oynuyor demektir.
Çizgi; eskiz yapan her sanatkarın en yakın dostudur.
YÖN
Gerek çizgiler, gerekse iki ya da üç boyutlu cisimler konumları ile bir takım yönler gösterirler. Bu yönlerden birbirine pararlel olanlarla zıt durumda olanların meydana getirdiği etkiler başka başkadır. Yönlerin yatay ve düşey konumları arasında bir çok ara konumları vardır.
BİÇİM
Her tasarım tasarı haline geçerken, yani maddeleşirken çevre çizgileri belirlenir ve biçimi oluşturulur. Hem iki boyutlu, hem üç boyutlu cisimler için durum aynıdır. Tasarım (Form); bir konu hakkında düşünme sonunda, zihinde ortaya çıkan kurgu, oluşum, çözüm tarzıdır. Form; belirginleşmiş, somutlaşmış zihinsel bir öneridir. Şekil; bir nesnenin çevre çizgileriyle belirginleşmiş hali, yani onun genel resmidir. Biçim ise bir şeklin değişik yönlerden ya da değişik durumlardaki görünümleridir. Bir şeklin türleri de o şeklin ayrı birer biçimidir.
ÖLÇÜ
İster benzer, ister farklı biçimler kullanılsın, bunların her biri gerekli büyüklükte olarak düzenlemelere girerler. Biçimler farklı büyüklükte olarak kullanıldığında farklı etkiler elde edildiğinden; ÖLÇÜ bir tasar unsuru olarak daima önemli rol oynar.
Tüm sanatlarda ölçü birimi İNSAN'dır. Uzunluk ölçüleri insan vücuduna bağlantılı olarak düzenlenmişlerdir. Parmak, ayak, adım, kulaç gibi insan vücudu ile ilgili kısımlar birim alınmış ve bunların katları değişik şekilde isimlendirilmişlerdir. En genel geçer ölçü birimi metredir. Inch sistemi ise bazı ülkelerde kullanılmaya devam edilse de, 50 yıl gibi bir süre içerisinde metrik sisteme dönüleceği tahmin edilmektedir.
DOKU
Her cisim bir maddeye sahip olduğuna ve her maddeye dokunulduğunda elde bir pürürzlülük duygusu hissedildiğine göre; her cismin bir dokusu var demektir. Ancak elimizde hissettiğimiz bu duygular değişik cisimler üzerinde başka başkadır. Bazı cisimlerin yüzü çok düzgün ve kaygandır. Buna karşılık bazılarının yüzü pürüzlüdür. İki boyutlu resimler ve fotoğraflarda doku duygusu, çizgi, ışık, gölge gösterimleri ile yapay doku, görsel doku algılanır. Fotoğraf ve resim iki boyutlu olmasına karşın bu öğelerle doku hissini verir.
RENK
Tasar öğelerinin en önemlilerinden biri kuşkusuz RENK’tir. Çünkü her cisim, her gereç renklidir. Siyah, beyaz ve griler renk değil, renksizlik olarak kabul edilmekte iseler de, onları tarafsız (nötr) renkler olarak ele aldığımız takdirde; doğada renksiz olarak su, hava ve camdan başka madde hemen hemen kalmamaktadır. Cisimler üzerlerine gelen ışığı kısmen emer, kısmen süzer, kırar ve yansıtırlar. Bu esnada cismin yüzeyindeki elektronlar üzerlerine gelen ışık ile etkileşip bu ışığın ışınımlarını diğer ışınımlar arasından ayırıp ortaya çıkarırlar (yansıtırlar). İşte ortaya çıkan bu ışınım demeti dalga boyuna göre bir renk türü olarak algılanır. Bu yüzden bir cismin güneş ışığı altındaki rengi ile başka bir ışınım demetinden oluşan değişik ışık kaynakları altındaki rengi birbirinden farklıdır.
DEĞER (TON)
Renk; tasar meydana getirirken son derece önemlidir. Rengin farklılığının yanısıra, herbir rengin değişik tonlarda kullanılması da tasarda önemli rol oynar. Zira herhangi bir renk değişik değerlerde (ton) kullanılırsa düzenlemede canlılık oluşur. Bu değişiklik bir ilgi çekilicik doğurduğundan; renk etkisine tonlar yardımı ile yeni bir olanak katılmış olur. Bundan dolayıdır ki değer (ton) bir tasar öğesi olarak kendine has önemli bir görev yapar. Hele, birden fazla renk, farklı değerleriyle birlikte kullanıldıkları takdirde, olanak daha artar. Sadece bir rengin tonlarıyla, hatta sadece siyah-beyaz arasındaki tonlarla dahi pek çok düzenlemeler yapılabilir. Böyle çalışmalara tek renkli (monokrom) düzenlemeler denir.
ARALIK
Biçimler, mekanlar ve kitleler hiçbir zaman daima yanyana ve hep aynı aralıklarla tertiplenmezler. Çünkü herhangi bir gereksinme dolayısıyla bazılarının yakın, bazılarının ise biraz daha uzakta bulunması gerekebilir. Bu lüzum bir kullanma zorunluluğundan doğabileceği gibi düzenleme gereği olarak da ortaya çıkabilir.
HAREKET
Her sanat dalında; oyun, dans ve bale gibi sanatlarda hareket en önemli öğe olarak yerini alırken, web tasarımında da algıyı kolaylaştıran hareketli öğeler kullanımı tasarımı zenginleştirir. Odak noktalarını belirler. Sabit elemanlar arasında kendilerini fark ettirir. Tasarımcının doğru yerlerde hareket öğesini kullanması, eserin sanatsal değerini artırır.
IŞIK ve GÖLGE
Görme olayının ve görsel idrakin temelini ışık, göz ve beyin teşkil etmektedir. Bunlardan birinin noksanlığıbu idrakin meydana gelmesini mümkün kılmaz. Bunlardan göz ve beyin sabit olduğu halde, ışık değişken bir öğedir. Çünkü ışığın şiddeti, eğimi ve rengi daima değişebilir. Bu değişme yüzünden eserin görünüşlerinde farklılıklar doğar. Web tasarımında ışık etkisi, renk tonlamaları ile verilir. Farklı ışık şiddeti uygulanmış renkler, insanda ayrı ayrı etkiler bırakır.
TEMEL TASAR İLKELERİ
Kökeni Latinceden gelen tasar, nesnel gerçeklikle bağlantısı bulunmayan bir kavramdır. Tasarın olmazsa olmazı tasar ilkeleridir. Yapılacak alanın önemi olmaksızın tasara ait belli temel tasar ilkeleri bulunur. Temel tasar ilkeleri, bir yüzeyde oluşturulan fikirlerin estetik olarak tutarlılığı için ihtiyaç duyulan temel ilkelerdir. Yaşam süreci içinde bilinçli davranarak veya bilinçsiz olarak birçok tasar ortaya çıkmaktadır. Başarılı bir tasarın oluşması için temel tasar ilkeleri bilinerek, yaratıcılık ile birleştirilip doğru olarak uygulanmalıdır. Bu ilkeler, tasar içinde bulunan tüm elemanların kendi aralarında ve bütüne yansımalarında düzenleyicidir. İlkeler göz önünde bulundurularak yapılan tasarım, kompozisyonun bütününde, ilkelerden bağımsız bir eser olarak ortaya çıkar.
TEKRAR
Bir öğenin aynen ya da çok yakın özellikte olarak birden fazla sayıda kullanılmasına tekrar denir. Birbirinin çok yakını olan öğeler, cisimler, biçimler yan yana görüldüklerinde yadırganmadıklarından dolayı aralarındaki benzerlik birleştirici bir bağ görevi yapar. Bu bakımdan tasar oluşturmada tekrar çabuklaştırıcı rol oynar.
ARDIŞIK TEKRAR
Birden fazla motif, biçim ya da cisim, belirli aralıklarla birbiri ardınca kullanıldığı takdirde ardışık tekrar ortaya çıkar. Bu suretle tekrarın verdiği sıkıcılık ortadan kaldırılır, yerine değişkenliğin verdiği canlılık alır. Böylece değişkenlik yoluyla birliğe gitme yolu denenmiş olur. Fakat bu kadarcık değişkenliğe rağmen belirli aralıklarla aynı şeylerin mütemadiyen tekrarlanması da yine bir miktar bıkkınlık doğurur. Bu nedenle, ardışık tekrar, gerektiği yerde ve ancak kafi dozda kullanılmalıdır.
UYGUNLUK
Hem iki boyutlu, hem üç boyutlu düzenlemelerde, konuya giren herbir öğe arasında ve bunların tertiplenişlerinde yakınlık ve birlik olmalıdır. Birlik düzenlemenin tamamını kapsamalıdır. Birlik; aslında sanatkarın sanat görünüşüne ya da kabullendiği sanat anlayışına bağlıdır. Eğer bir eserin tamamı belirli bir üsluba göre düzenlenmişse, o yapıtın parçaları arasında ve parçaları ile bütünü arasında bir benzerlik bir uygunluk meydana gelir ki, buna üslup uygunluğu denir.
ZITLIK
Cisimler arasında herhangi bir bakımdan ortak ya da yakın nitelikler olmadığı takdirde, bunlar arasında ilgi kurmak güçleşir. Her biri diğerine yabancı ve ilgisiz kalır. Böylece cisimler arasında bir birlik kurulamayınca uyuşmazlık ve kargaşalık hüküm sürmeye başlar. Düzensizlik doğuran bu hal; zıtlık’ın ta kendisidir.
EGEMENLİK
Dengenin sağlanması için temel tasar öğelerinin ya da tasarımdaki görsel enerji kümelerinin bazılarının daha baskın ve güçlü olması gerekir. Üstünlük kurabilen biçim ya da küme egemen sayılır.
KORAM
İki zıt ucu uygun kademelerle birbirine bağlayan köprüye koram denir. İki uç arasında uyum içinde geçiş sağlayan bu düzenleme yardımıyla anlamlı ve beğenilmesi kolay bir dizi ortaya çıkar. Eğer iki uç arasındaki ölçü farkı varsa, bir uçtan diğer uca doğru biçimler büyükten küçüğe doğru dizilmelidir. İki uç arasında doku farkı varsa, aradaki her kademenin dokusu sırayı bozmayacak şekilde düzenli kademeler teşkil edecek tarzda olmalıdır. Eğer uçlar arasında değer farkı varsa, her bir kademedeki değerler azar azar açılarak ya da koyulaşarak geçiş sağlanmalıdır. İki uç arasındaki fark renk farkı ya da biçim farkı olsa, yine aynı şekilde hareket edilir.
DENGE
Temel Tasarın temel ilkelerinden biri olan denge; nesnelerin, renklerin, dokuların ve boşlukların görsel ağırlıklarını uyumlu hale getirmek ve kompozisyona ahenk içinde bir görünüm kazandırmak anlamına gelir.
BİRLİK
Değişik cisimlerin, mekanların ya da yapıların bir araya gelerek dengeli bir bütün meydana getirmeleriyle birlik doğar. Birbirine zıt olan parçalar dahi birlik meydana getirirlerken bir uyuşma ve düzen içinde olmalıdırlar. Birliğin oluşabilmesi için önce denge lazımdır. Dengesiz birlik olmaz. Dengenin bakışık ya da bakışımsız oluşu birliğin meydana gelişine etki yapmaz. Her iki denge şekli de birliğe gidişte kullanılabilir.